El Şeybani: Yaptırımların Kaldırılması Yolun Sonu Değil, Gerçek İş Birliğiyle Döşenmesini Umduğumuz Yolun Başlangıcıdır

BAĞDAT (SANA) – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Sayın Asaad El Şeybani’nin, Bağdat’taki Arap Zirvesi’nde Suriye konuşmasında şunları söyledi:

‘’Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara’nın ve Arap kimliğine bağlı Suriye halkının selamlarını sizlere iletmekten onur duyuyorum.”

ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkemize uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki açıklamasını hepimiz olumlu izledik. Bu kararı, ulusal toparlanma ve yeniden yapılanma yolunda önemli bir adım olarak görüyoruz ve somut sonuçlar veren samimi bir Arap diplomatik çabasını yansıtıyor.

Ayrıca bu kritik dönemde Suriye’nin yanında olan Katar Devleti’ne, Birleşik Arap Emirlikleri’ne, Ürdün Haşimi Krallığı’na, tüm Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerine ve tüm Arap ülkelerine derin şükranlarımızı sunuyoruz.

Yaptırımların kaldırılması yolun sonu değil, bölgemizde kalkınmayı sağlamak, Arap ulusal güvenliğini korumak ve istikrarı artırmak için gerçek iş birliği ve bütünleşik Arap çabalarıyla döşeneceğini umduğumuz yolun başlangıcıdır.

Bugün, gerçek Araplığın başkenti olan sevgili Bağdat’ta gerçekleştirdiğimiz toplantı, Arap ülkeleri olarak aramızdaki ahdi yenilemek için tarihi bir fırsattır. Koşullar bizi ne kadar ayırırsa ayırsın, politikalar bizi ne kadar ayırırsa ayırsın, bizi birleştiren şey ayıran şeyden çok daha büyüktür.

Suriye Arap Cumhuriyeti, hükümeti ve halkı, Arap kökenlerine ilişkin vizyonunu, Arap birliğimizin ne siyasi bir lüks ne de taktiksel bir seçenek olduğu, bilakis stratejik bir zorunluluk ve tüm halklarımız için güvenli, istikrarlı ve müreffeh bir gelecek inşa etmenin temel bir unsuru olduğu yönündeki güçlü inancından almaktadır.

Devrik Esad rejiminin politikaları ve parçalanma projelerine direnme sonucunda ağır bedeller ödeyen Suriye, bugün halkının umut ve özlemlerini taşıyarak Arap saflarına dönüyor, köprüleri onarmak ve bölünmüşlüğün yaralarını hafızalardan temizlemek için çabalıyor. Kimseyi dışlamayan, kimseyi düşman etmeyen, her samimi sese, her uzanan hayır eline kapılarını açan yeni bir gelecek inşa etmeyi hedefliyor.

Suriye’nin tüm Suriyeliler için olduğuna ve dışlanmaya veya ötekileştirmeye yer olmadığına dair güçlü bir inançtan kaynaklanan ulusal toparlanmaya doğru ciddi adımlar atılmaya başlandı. Suriye, tarihinde ilk kez çeşitliliği kucaklayan, temsiliyeti garanti altına alan ve onuru koruyan kapsayıcı bir ulusal diyalog deneyimine adım atmıştır.

Halkın iradesini yansıtan, Suriye vatandaşının acılarını adil kararlara dönüştüren kapsayıcı bir hükümet kurmayı başardık. Kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması ve geçiş adaletinin sağlanması için yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz, çünkü adalet olmadan uzlaşmanın, gerçeğin ortaya çıkarılmadan da toplumsal barışın olamayacağına inanıyoruz.

Şu anda Suriye’nin tüm kesimlerini temsil eden ulusal bir parlamento ve hakları güvence altına alan, egemenliği koruyan ve kaos değil hukuk devleti kuran kalıcı bir anayasa için çalışmalara başlama konusunda son rötuşları yapıyoruz.

Suriye devletini zayıflatmayı veya bölmeyi amaçlayan her türlü proje, Suriye devleti ve halkının tüm bileşenleri tarafından kınanmakta ve kesin bir dille reddedilmektedir.

Suriye ne vesayeti kabul ediyor, ne de başkalarının çatışmalarına sahne olmayı. Karşılıklı saygıya dayalı dengeli ilişkiler istiyoruz. Her Arap ülkesini seviyoruz ve izolasyonun kırılması ve yaptırımların kaldırılmasına katkı sağlayan her Arap adımını takdir ediyoruz. Güçlü ve istikrarlı bir Suriye, Arap güvenliğinin temel direğidir

Suriye, dış müdahaleler ve iç çatışmalar nedeniyle ağır bir bedel ödüyor. Suriyelilerin güvenliği ve geleceğiyle pek ilgilenmeyen, Suriye trajedisini kendi çıkarları için kullanan taraflarla karşı karşıyadır.

Suriye, dış güçlerin siyasi şantaj ve güvenlik baskısı aracı olarak kullanmaya çalıştığı IŞİD kalıntıları da dahil olmak üzere çeşitli zorluklarla karşı karşıya. Ayrıca Suriye toplumunu parçalamak, ayrılıkçı grupları destekleyerek ülkeyi uzun süreli bir iç savaşa sürüklemek amacıyla kurulan gizli planlarla da yüzleşiyor.

İsrail’in Güney Suriye’de devam eden tehdit ve ihlalleri, uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın en temel ilkelerinin açık bir ihlali olup, bölgesel istikrara tehdit oluşturmaktadır. Bu hassas bölgede asgari düzeyde istikrarı garanti altına alan 1974 tarihli Güçlerin Ayrılığı Anlaşması’na olan bağlılığımızı teyit ediyoruz.

Güney Suriye’nin güvenliğinin sağlanması, Suriye’nin güvenliği ve toprak bütünlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır. Devam eden saldırılar sakin çabaları tehdit ediyor ve bölgede daha fazla kaosa kapı aralıyor. Suriye’nin tüm toprakları üzerinde tam egemenliğe kavuşma hakkının desteklenmesinde birleşik bir Arap tutumu ve etkili bir rol üstlenmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

Yaralı, kuşatılmış, mazlum Gazze’nin çağrısını içimizde duyuyor, çocuklarımızın gözlerinde görüyoruz. Bölgemizin barışa kavuşmasının, halkımızın onurlu bir şekilde yaşamasının ve pusulanın doğru istikamete dönmesinin zamanı gelmiştir.

Suriye, milletimizin kalbinin bir parçasıydı ve öyle kalacaktır ve bugün, tarihimize layık, halklarımızın özlemlerini yerine getiren bir gelecek inşa etmek için ortaklık ve sorumluluk duygusuyla size elini uzatmaktadır. Halklarımızın bugününü ve nesillerimizin geleceğini tehlikeye atacak tartışmalarla meşgul olup beklemek gibi bir lüksümüz yok.

Başkent Bağdat’ın tüm imkân ve kabiliyetleriyle ev sahipliği yaptığı Arap Zirvesi’nin başarısı dolayısıyla kardeş Irak Cumhuriyeti’ne, yönetimine, hükümetine ve halkına içten tebriklerimizi ve en samimi takdirlerimizi iletiyoruz. Bu başarınızdan dolayı sizi tebrik ederiz.’’

Check Also

Dışişleri Bakanı İle Alman Mevkidaşı Arasında Telefon Görüşmesi Gerçekleşti

ŞAM (SANA) – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Asaad Hasan El Şeybani, Alman mevkidaşı Johann Vadebul …