Suriye, Toprağını, Halkını Ve Egemenliğini Her Şekilde Savunma Hakkını Kullanmaktan Çekinmeyecektir

gelen Suriye topraklarına İsrail’in tekrarlanan saldırılarının ve Türk rejiminin Haseke iline yönelik suları kesmesinin, özellikle terörle mücadele ile ilgili olanlar başta olmak üzere, bölgedeki araçları ve ajanları Suriye’ye yönelik stratejilerin, ilkeli duruşunun bir sonucu olarak sürekli jeopolitik komploların uygulanmasında geldiğini belirterek, Suriye’nin, anayasası, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve uluslararası hukuk hükümlerince topraklarını, halkını ve egemenliğini her şekilde savunma hakkını kullanmaktan çekinmeyeceğini vurguladı.

Bakanlık, SANA’nın bugün bir nüshasını aldığı bir açıklamada, İsrail işgal otoritelerinin 22.07.2021 Perşembe günü bugün saat 01:13’te Suriye Arap Cumhuriyeti topraklarına, Lübnan’ın başkenti Beyrut’un kuzeydoğu yönünden, Homs ili Al Kusayr bölgesindeki bazı bölgeleri hedef alan füzeli saldırısı kanalıyla yeni bir hava saldırısı düzenlediğini söyledi.

Terörist Güçlerin Suriye Topraklarına Yönelik Canice Saldırılarını Tırmandırması, Suriye’ye Karşı Sürekli Jeopolitik-Komplo Stratejilerinin Uygulanmasından Kaynaklanmaktadır

Bu korkak İsrail saldırısının, “İsrail”in Halep Valiliği’nin güneydoğusundaki Al Sfeyra bölgesini hedef alan hain bir hava saldırısı başlatmasından iki gün sonra, bir Amerikan işgal helikopterinin Haseke ilindeki Camus köyünde 3 sivilin şehit düşmesiyle sonuçlanan bir evi bombalamasından iki gün sonra, Halep vilayetinin batı ve güneybatı kırsalında konuşlanan terör örgütü “Nusra Cephesi”nin Halep’in kuzey kırsalındaki Nubbul kasabasını hedef alarak bir kadının şehit düşmesi ve bir çocuğun yaralanmasıyla sonuçlanmasından iki gün sonra geldiğini.. işgalci Türkiye’nin 24. kez Alluk istasyonunun suyunu kesmesi ve Fırat Nehri’nin su seviyesini düşürmesinin ardından geldiğini bu yüzden Suriye, bu terörist güçlerin Suriye topraklarına yönelik canice saldırılarını artırmasının tesadüf olmadığını, bunun yerine bunun özellikle terörle mücadele, araçları ve bölgedeki ajanları ile ilgili ilkeli duruşlarının bir sonucu olarak Suriye’ye karşı sürekli jeopolitik-komplocu stratejilerin uygulanmasına girdiğini vurguladı.

Suriye’nin, İsrail işgal otoritelerinin bölgede terör uygulamaya devam etmesinin, birbirini takip eden ABD yönetimlerinin ve bazı Batılı ülkelerin koruması, sayılması mümkün olmayan ve BM kararları ve diğer uluslararası örgütlerin kararlarıyla belgeli suçlarını örtbas etmeleri ve hesap vermeyeceğinden emin olduklarından gerçekleşmeyeceğini vurguladı.

Uluslararası Toplumun Bazı Üyelerinin İsrail Saldırılarını Ve Suçlarını Görmezden Gelmeye Devam Etmesi, İsrail’e Silahlı Terör Örgütleriyle Birlikte Suçlulukta Bir Ortak Haline Getiriyor

Bakanlık beyanında, Suriye’nin uluslararası toplumun bazı üyelerinin İsrail’in son zamanlarda artan saldırı ve suçlarını sürekli görmezden gelmesinin, “El Nusra Cephesi” ve “IŞİD” gibi Suriye’nin bazı bölgelerinde konuşlandırılan silahlı terör örgütleri ve Güvenlik Konseyi’nin ilgili listelerine göre terörist olarak sınıflandırılan diğer örgütler gibi “İsrail”in bir diğer ortağı haline getirdiğini belirterek, Suriye’nin, anayasası, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve uluslararası hukuk hükümlerince güvence altına alınan topraklarını, halkını ve egemenliğini savunma hakkını kullanmaktan çekinmeyeceğini ifade etti.

Bakanlık, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: Suriye Arap Cumhuriyeti, Güvenlik Konseyi’ni defalarca İsrail’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik tekrarlanan saldırılarını kınamaya ve bu saldırıları bastırmak için kesin ve acil önlemler almaya, İsrail’den hesap sormaya çağırdığını, İsrail’e sürekli saldırılarının ciddi yansımaları konusunda uyarısını yinelediğini ve onu tamamen sorumlu tuttuğunu, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin, Birleşmiş Milletler’in kurucu üyesi olarak uluslararası meşruiyetin rolüne inandığını ve Güvenlik Konseyinden talep etmeye devam etiğini, Konsey’den bir kez daha, en önemlisi uluslararası barış ve güvenliğin korunması olan Birleşmiş Milletler Şartı çerçevesinde sorumluluklarını üstlenmek ve İsrail’i 1974 Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması ile ilgili kararlarına saygı duymaya mecbur etmek ve tüm Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri, uluslararası hukuk hükümleri, Güvenlik Konseyi 242, 338, 350 ve 497 sayılı kararları ve terörle mücadele ile ilgili tüm uluslararası kararlar ve belgelere açık ihlal sayıldığını vurguladı.

Check Also

Lübnan Direnişi Düşman İsrail’e Ait 3 Yerleşim Yeri Ve Bölgeyi Hedef Aldı

BEYRUT (SANA) – Bugün Lübnan Direnişi İşgal Edilen  Filistin’in Kuzeyinde Düşman İsrail’e ait 3 Yerleşim …