Türk Rejimi Terörizme Destek Veriyor, Suriye Topraklarına Saldırıyor Ve Astana Uzlaşmalarındaki Yükümlülüklerinden Kaçınıyor (VİDEO)

NEW YORK – Suriye’nin  Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vekili, Müsteşar Dr. Luay Felluh, Türk rejiminin İdlib’deki terör örgütlerini desteklemeye devam ettiğini, Suriye topraklarında doğrudan askeri saldırganlık gerçekleştirdiğini ve Astana süreci uzlaşmalarındaki yükümlülüklerinden kaçındığını belirtti.

Felluh bugünkü BM Güvenlik Konseyi toplantısında şunları söyledi: “Astana’nın toplantılarının on dördüncü turunun birkaç gün önce düzenlendiğini, sonunda yayınlanan beyanda da, Suriye’nin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğü belirtilirken, toprakları üzerinde bulunan terörist örgütlerin tamamen ortadan kaldırılmasına kadar Suriye devletiyle işbirliği taahhüdünü teyit ettiğini, ayrıca Suriye’deki petrol sahalarının meşruiyeti ve Suriye devletinin onu kurtarma hakkını teyit ederek, tüm tarafların Astana sürecinin, özellikle de Türk rejiminin bağlı kalmasını bunların arasında, terör örgütlerinin ortadan kaldırılması ve her türlü yasadışı askeri varlığın sona erdirilmesi de dahil olmak üzere siyasi süreci ileriye taşıyan her şeyde önemli olduğu vurgulandığını söyledi.

Felluh, Anayasayı Tartışma Komitesi mini komitesinin ikinci toplantısının geçen ayın 25-29 tarihlari arasında Cenevre’de gerçekleştiğini, ancak taraflar arasındaki toplantıların düzenlenmesine tanıklık etmediğini, ayrıca gündem de belirlenmediğini bu yüzden bu turun düşmanca bir medya kampanyası, yanıltıcı ve inatçılıkla dolu, ilk turda üzerinde anlaşılan ve yasaların komisyonun çalışmalarını ciddi şekilde engellemesini onaylayan davranış kurallarına aykırı bir dizi ön koşulla, Türk grubu heyetinin sorumluluğunu üstlendiği esef verici bir durum olduğunu açıkladı.

Felluh, bazı ülkelerin hükümetlerinin, bu sistematik medya kampanyasında, Türk sistem grubunun heyetini yanlış bilgilendirme uygulamaya ve diğer taraflara anayasa komitesine saldırmaya teşvik etmek amacıyla görevlilerinin ifadeleri ve ikinci tur için medyalarının bir kısmını kapsama yoluyla ortak olduklarına dikkat çekti, ancak buna rağmen, ulusal heyetin bu manevralara karşı koyduğunu, işbirliği ve olumlu ruha bağlı kaldığını, her iki tarafa da her grubun bakış açısını sunması için için komitenin toplantı salonuna girmesini önerdi, ancak diğer ekibin buna itiraz ettiğini, ön şartlar koymada ve açıkça dayatılan görüş ve referanslar sunmada ısrar ettiğine dikkat çekti.

Felluh, Suriye ulusal heyetinin vizyonunun diyalogdaki taraflar arasında güven oluşturma fırsatı vermeye ve herhangi bir Suriyeli vatandaşın terörizmi, aşırılığı ve şiddeti reddetme ve terörizmi kabul etmeme, herhangi işgal veya askeri saldırıyı reddetme de dahil olmak üzere tüm şeffaflık ve açıklık fikirlerini sunması gereken ve Suriye halkına uygulanan ekonomik ablukanın yıkıcı etkileriyle karşı koymada, Suriye’nin geleceği ile ilgili her şeyi tartışmak için kapıyı açmaya dayandığını belirtti.

Felluh Suriye’nin, BM Genel Sekreteri Suriye Özel temsilcisi Geir Pederson’un çabalarını destekleme gereğini teyit ederek, anayasayı tartışma komitesinin çalışmalarını etkin bir şekilde yönetme ve bu toplantıların iç listesinin temel unsurları ve referans standartlarına uygun olarak, komitelerin eş başkanlarına yardımcı olmada bağımsızlığını ve Suriyeliler tarafından mülkiyetinin garanti edilmesi gereğini yineledi.

Felluh, ABD, İngiltere ve Fransa temsilcilerinin Güvenlik Konseyi’ndeki ifadelerinin Suriye içişlerine pervasız bir müdahaleci politikasının açık bir yansıması olduğunu ve bu ülkelerin hükümetlerinin, İdlib’de Nusra Cephesi terör örgütünü desteklemek veya destekçilerini örtbas etmek veyahut da Suriye topraklarına dorğudan askeri saldırılar veya Suriye halkına yönelik tek taraflı zorlayıcı ekonomik yaptırımlar dayatma yoluyla, Suriye’nin işlerine açık bir şekilde müdahale etmeye devam ettiğini belirtti.

Felluh, Güvenlik Konseyi’nde Suriye devletine saldıranların, güçlerinin Suriye topraklarının bir kısmını işgal eden ülkelerin temsilcileri olduğunu ve hükümetlerinin Suriye halkına boğucu bir ekonomik abluka uyguladığını, yeniden imarı ve toparlanmayı önlediğini, yerlerinden edilmiş vatandaşların evlerine geri dönmesini engellediğini, petrol ve gaz kuyularını da işgal ettiklerini belirterek, Suriye halkının refahı ve güvenliği için bunlardan veya Türk rejiminden daha iyi birisinin gelmesini hangi akil insan bekler sorusunu dile getirdi.

Felluh, Suriye’nin Suriye halkının çıkarları, kanaatleri ve egemenliği tarafından dayatılan bağımsız bir ulusal politikaya sahip olduğunu ve uygulamaya devam edeceğini vurguladı.

Çeviri: S.Ş.