Erdoğan Avrupa’daki Eski Müttefikleri ile Çakışıyor

ANKARA – Türk Rejimi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, iç ve dış sahada baskıcı politikalarının reddedilmesi ve Avrupalı eski müttefiklerinin kendi kendine yarattığı bir dizi diplomatik kriz sebiyle onu terketmesi ardından çifte meydan okumayla karşı karşıya.

Erdoğan’ın karşı karşıya olduğu ve çıkmak için çırpındığı politik ve ekonomik krizler halkası genişleyerek dış politika sorunları ağırlığını iç politikaya bırakmaya başladı. Yurt içindeki özgürlükleri kısıtlamadan, muhalifleri tutuklamaya kadar uyguladığı hamleyle uygulamalarından Avrupa’daki komşu ülkelerle kötüye giden ilişkiler ve beklenen Amerika – Avrupa yaptırımlarına varıncaya kadar her şey su yüzüne çıkamaya başlayarak Türklerin bu yanlış güdülen politikaların farkına varmalarına başlandı.

Erdoğan’ın Avrupa ile olan sıkıntılı ilişkileri, son yıllarda Türk rejimi başkanının uygulamalarına dayanarak yoğunlaştı ve iki taraf arasındaki ilişkinin başarısızlığına, Avrupa’daki yaptırımların derecesine sapmasına yol açan diplomatik ve ekonomik sorunları da kapsıyor.

İngiliz The Economist gazetesi, bu bağlamda yapılan bir analizde, AB’nin Erdoğan’ın telaşını ve çılgınca hareketlerini durduramamasının “utanç verici” olduğunu belirterek, Brüksel’in 2016’da Türkiye ile göç konusunda imzaladığı anlaşma ile Erdoğan’ın göçmenleri bırakması mukabilinde daha fazla para almak için yaptığı şantajı zihinlere getirdiğini söyledi.

Gazete, Erdoğan ve Brüksel arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden olan Türk rejiminin Kıbrıs karasularında gaz arama çalışmalarınında bulunduğu sorunların çok olduğuna işaret ederek, Avrupa Birliği’nin bu ihlalleri durdurma gereğini vurguladığını ancak Türk rejiminin Avrupa’nın yaşadığı bu bölünme ve zayıflık durumunun farkında olarak bu çağrıları reddettiğine dikkat çekti.

Erdoğan, son zamanlarda Avrupalı ​​dışişleri bakanlarının Türk rejimine 2020 yılında verilmesi gerken Avrupa fonlarına ait 146 milyon dolarlık fonun verilmemesi gerektiğini belirten bir dizi önlemi içeren ilanlarına rağmen Kıbrıs yakınlarında yasadışı olarak petrol ve doğal gaz arayışını sürdürmeye ısrarlı.

Erdoğan’ın, devletin tüm kesimlerini baskı altına alması ve kontrolüne geçirmeyi güvence altına alan, Türkiye dahilindeki mutlak yükümlülüklerine yönelik koyduğu bahsin, açkık şekilde kaybettiğini gösterdiğini bunun delilinin ise, Türk rejiminin ekonomik krizin sorumluluğundan sıyrılmaya çalıştığını ve bunu kendisine sözde “komplo kuranların” üstüne yüklemeye çalışyor.

Erdoğan politikalarına yurt içinde ve haricinde karşıt gelenlerin sayısı gün geçtikçe artarken gözlemciler, Erdoğan’ın daha önce Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıldığı günlerde olanları ve imparatorluğun yeniden canlandırılması evhamlarıyla Türkiye’yi çöküşün eşiğine ittiğini görüyorlar.

Çeviri: S.Şahut